İsmi Ayşe, henüz 7 yaşında. İlkokul 2. Sınıf öğrencisi. Bir devlet okulunda öğrenim görüyor. 2012 yılında yapılan BTYK toplantıları sonrası alınan kararlar ile eğitim sistemimizi “Temel Değerler ve Temel Yetkinlikler” üzerine kuracağız ilanının yapıldığı günden 2 yıl sonra bugün.
Ayşe, her ay 1 kez “Deneme Sınavı” oluyor, devletin okulunda. “Deneme Sınavı”nı “çoktan seçmeli test” tekniği ile olmakta Ayşe, devletin okulunda henüz ilkokul 2. Sınıfta. Ayşe, aylık olarak girmekte olduğu “Çoktan Seçmeli Deneme Sınavı” sonrası hangi sınıfta hangi öğrenci kaç puan almış, kim birinci, kim ikinci, hangi öğretmenin öğrencileri kaçıncı olmuş sergisinde sergileniyor.
Daha önce yazdığım “Çoktan seçmeli beyin erozyonu” yazısında değindiğimiz üzere, ortalama olarak hesapladığımız öğrencilerimizin eğitim yaşamlarında 132 bin kere “çoktan seçmeli sorularla” muhataplığı ve düşünce sistemlerindeki erozyon sanıyorum ki böylelikle biraz daha artıyor.
Ayşe’nin okulunda her ay yapılan “Deneme Sınavları” bir dergi veya yayınevinin hazırlayıp ücret karşılığı yaptığı bir sınav. Tabii ki ücretli ve tabii ki okula gelir sağlıyor. Tabii ki sınavın amacı eğitim, öğretim, öğrencilerimiz v.s. yerseniz…
“Deneme Sınavı” günleri, Ayşe’nin okulunda bir heyecan var ki sormayın, sanırsınız bir eğitim şenliği, bayramı v.s. var. Yok değil, hangi öğretmenin öğrencileri daha yüksek puan alacak onun kavgası var. 7 yaşında Ayşe ve arkadaşları. Neyse, öyle bir heyecan var dedik ya; Ayşe ve arkadaşları o gün deneme sınavının yapıldığı saatlerde ders işlemiyor doğal olarak. Ne gerek var zaten derse, test çözmek bizim amacımız değil mi? Okulda başarı iklimleri, testlerle, dergi ve yayınevlerine ait komisyonlu sınavlarla oluşur değil mi? Modern ölçme ve değerlendirme metodlarına ne gerek var, daya testi ilan et sonuçları “Fatma hanımın öğrencileri hep sıralamaya girmiş” ile başlat at yarışını olsun bitsin… Ne de olsa eğitim, öğretim ve çocuklarımızın geleceği amacımız değil mi?
Dergi ve yayınevi sahipleri de dershane sahipleri gibi kızabilirler ancak kusura bakmasınlar; “Temel Değerler ve Temel yetkinlikler” üzerine bir eğitim sistemi kuracağımızı iddia ediyorsak Bakanlık bu rezilliğe bir son verdirmeli. Ayşe hala oyuncak bebekleri ile oynuyor, onları konuşturuyor ve her ay “Çoktan Seçmeli Deneme Sınavı”na giriyor. Yüreği yeten dürüst olup, 2. Sınıf öğrencilerine hangi öncelikle çoktan seçmeli deneme sınavlarının dayatıldığını anlatsın, biz de anlayalım… Dershaneleri dönüştürecek, değiştirecek, sınav odaklılığı eğitim yaşamımızdan çıkaracaksak İlkokul 2. Sınıfta çocuklar ve aileleri üzerinde yürütülen duygusal(!) kaygılı algı harekâtına izin veremeyiz. Ayşe için 2. Sınıfta en önemli olay o “Deneme Sınavları” oldu maalesef. Ayşe’yi 8. ve 12. Sınıfta hayal etmeyi size bırakıyorum… Saygılar…
18 Ocak 2014, Can SERDAR